Septisizm Nedir,Septisizm Ne demek,Septikler kimlerdir,Septisizm Akımı,Septisizm temsilcileri
Septisizm; her tür bilgi savını kuşkuyla karşılayan, bunların
temellerini, etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen, ayrıca aklın kesin
bir bilgi elde edemeyeceğini, hakikate erişilse dahi sürekli ve tam bir
şüphe içinde kalınacağını, mutlak`a ulaşmanın mümkün olmadığını savunan
felsefi görüştür. Septisizm felsefe tarihi açısından çok önemli bir yere
sahiptir; zira felsefe tarihi boyunca yerleşik kanılar ve inançları
sarsmış, felsefe, bilim ve özellikle din konusunda birçok anlayışın
değişmesine ortam hazırlamıştır
Thales’ten beri ortaya atılan felsefi açıklamalarının çokluğu ve
çeşitliliği doğal olarak eleştiriyi ve şüpheyi gerektirmiştir. Antik çağ
Yunan bilgiciliğinin kurucusu Protagoras tarihte ilk şüphelenen,
şüpheci (septisist) düşünürdür. Protagoras “Her şeyin ölçüsü insandır.
Her şey bana nasıl görünürse benim için öyledir. Üşüyen için rüzgar
soğuk, üşümeyen için soğuk değildir. Her şey için birbirine tümüyle
karşıt iki söz söylenebilir” diyerek tümel (külli) bir hakikatin var
olmadığını, her insanın kendine ait kanaat ve düşünceleri olabileceğini
belirtmiştir. Buna göre Protagoras’ın şüpheciliği göreli şüphecilik
olarak tanımlanır. Bilgi sorununu sistematik olarak inceleyen ilk
şüpheci filozof ise Pyrrhon'dur. Pyrrhon ile birlikte şüphecilik görüşü
okullaşmıştır.
Phrrhon (Pirron)
Timon
Protogoras
Phrrhon (Pirron, Piron) Kimdir? (MÖ 365-275)
Elealı Pirrhon (MÖ 365-275) kuşkuculuğun kurucusudur Sokrates gibi oda
hiç yazmamıştır Düşüncelerini öğrencileri aracılığı ile tanıyoruz Hekim
Sextus Empiricus, Pirrhoncu betimlemelerde kuşkucu öğretileri
özetlemiştir (MÖ 3 Yy)
Pirrhon’a göre evrendeki her şey aynıdır Değişik bir şey yoktur Evren ne
düşünce ile kavranabilir ne de üstüne bir yargıya varılabilir Hiçbir
tutanağımız yoktur, hiçbir tarafa yönelemeyiz Gerçeği doğrudan doğruya
bilemediğimize göre, gerçek üstüne yargılardan sakınmalıyız
Kuşkuculuğun ahlaksal sonuçları da vardır: madem dünya da değişik bir
şey yoktur, duygu ve isteklerimizi de yok etmeliyiz Ölümdeki
duygusuzluğa isteksizliğe ulaşmalıyız Kurgusal düşünceyi ve sonuçlar
çıkarma eylemini de ortadan kaldırmalıyız Bundan dolayı Pirrhon hiç
yazmamıştır.
Timon Kimdir? (MÖ 365-275)
Pirrhon’un ardılı Timon, bununla birlikte Grek mantığının görüş
noktasından, karşılık vermenin çok güç olduğu ve zekayla ilgili kimi
kanıtlar ileri sürdü Gerkler yönünden tek kabul edilmiş mantık,
tümdengelimseldi Bütün tümdengelimse Eukleides gibi, apaçık sayılan
genel ilkelerden başlamak zorunda idi
Timon bu tür ilkeler bulma olanağını kabul etmeli Böylece her şey başka
bir şeyin yardımıyla belgelenebilecek Ve bütün kanıt ya dönel
(circular), ya da bir hiçten sarkan bitimsiz bir zincir olacaktır Her
iki durumda da hiçbir şey saptanamaz Görebildiğimiz denli, bu kanıt,
orta-çağlara egemen olan Aristoteles felsefesini kökünden koparmıştır
Günümüzde bütünüyle kuşkucu olmayan kişilerce savunulan kimi kuşkuculuk
biçimlerini, eski çağın kuşkucuları görememişlerdi Onlar, görüntülerden
kuşkulanmamışlar ya da kendi kanılarınca, yalnızca görüntülerle ilgili
dolaysız bilgimizi dile getiren önermeleri kuşkulu bulmamışlardır
Timon’nun yapıtlarından çoğu yok olmuştur Elimizde bulunan iki parça bu
noktayı açıklayacaktır Bunlardan biri “görüntünün tümüyle geçerli”
olduğunu söyler, öbüründeyse şunlar okunmaktadır: “bal tatlıdır” demem,
“bal tatlı görünür” “balın tatlı olduğunu ileri sürmeyi hatırlıyorum
Onun tatlı göründüğünü bütünüyle evetlerim” derim
Protogoras Kimdir? (MÖ 482-411)
Sofistler arasında düşünür olarak özgünlüğü nedeniyle kuşkusuz en önemli
yeri tutan Abderalı Protagoras tahminen MÖ 481-411 yıllarında
yaşamıştır; Platon’un ifadesine göre o Grek topraklarında ‘bilgelik
öğretmeni” olarak 40 yıldan fazla etkinlikte bulunmuştur Sicilya ve
güney İtalya’da, ama özellikle sık sık ziyaret ettiği, uzun süre kaldığı
Atina’da da kendisinden övgüyle söz ettirmiştir Bu kentte bir yabancı
için eşi görülmemiş, şaşkınlık verici bir saygınlık kazanmış, hatta
Periklesle tanışmış, onun nüfuzu sayesinde, yeni kurulan Thurioi (MÖ
444-443) kenti için yasa taslağı hazırlamıştır Sofist olarak gezgin
yaşamında nereye gittiyse, bize adeta masal gibi gelen bir rağbet
görmüş, buna uygun olarak yüksek ücretler almıştır (ilk kez bir
“bilgelik öğretmeni” olduğunu iddia eden ve bu etkinliği için
dinleyicilerinden ücret alan Protagoras’tır) Atina’nın seçkin gençleri
üzerinde bıraktığı büyüleyici etkiyi Platon ünlü diyaloGu “Protagoras”ta
eşi bulunmaz bir canlılıkla betimler Ancak ömrünün sonuna doğru
“Tanrılar Üstüne’ adlı eserinin başlangıcındaki tanrıtanımaz ifadeler
yüzünden, eski inançlara bağlı Atinalılardan bir kişi Protagoras’ı
mahkemeye vermiştir; Protagoras idama mahkum edilmiş, eserleri devlet
eliyle toplatılmış ve pazar meydanında yakılmıştır Gerçi kendisi karar
infaz edilmeden kaçmış, ama gemiyle Sicilya'ya giderken yolda ölmüştür
Sayısı pek çok olan eserlerinin listesinden bize sadece ek bölüm
kalmıştır.
Alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder