KYNİKLER (KELBİLER) OKULU
Sokrat'ın ölümünün hemen ardından öğrencileri bazı okullara ayrıldılar.
Bu okullardan birisi olan Kuzey Afrika'daki Kyrene kentinde
Aristoppos'un kurduğu Kyrene okuluna kısaca değinmekle yetinmiştik. Bu
okulun yanında bir de yine Sokratçı olan Atina'daki Antisthenes'in okulu
bulunmaktadır. Bu okula Kyniklef (Kelbiler) Okulu demek alışkanlık
olmuştur.
Sokratçıların ilgilendikleri başlıca iki konu vardı: Sokrat'ın
öğrencileri öncelikle mutluluğun ne olduğunu ve nerede bulunduğu bilmek
istemişlerdi. Hepsinin gözünde hocaları Sokrat bilge ve mutlu bir insan
modelidir. Fakat Sokrat'ın kendisinin yaşadığı yaşam biçimiyle ulaştığı
bu mutluluğun özelliği nedir?
Sokratçıların birinci ana sorunu budur. Sokrat gerçek mutluluğa erdem
yolundan ulaşmıştı. O halde erdem, bir başka deyişle mutluluk gerçek
bilgiye dayanır. Bu nedenle mutluluk, gerçekten neyin istenmesi ve neyin
istenmemesi ya da gerçekten neden korkulması ve neden korkulmaması
gerektiğini bilmektir. İşte Sokratçıları ilgilendiren ikinci konu da bu
bilgi sorunudur.
Aristippos ve Antisthenes'in okulları bu iki soruyu hemen hemen aynı
yönde cevaplandırırlar: Evreni değil de insanı kendisine konu yapan
bilginin gerçek bilgi olduğu görüşü, her iki okul tararından da
benimsenmiştir. Her iki okul "kendini bil" varsayımını kendilerine
rehber edinmiştir. Her iki okul için de mutluluk, ancak bireyin
mutluluğudur. Bir şeye bağlı olmayan, yalnızca kendine dayanan bir
insan, gerçek mutluluğa ulaşır.
Her iki okula göre de üstad Sokrat bu ideali kendi kişiliğinde tam
anlamıyla gerçekleştirmiştir. Öteki konularda bu iki okul biri ötekinden
farklı düşünür. Söz gelişi Aristippos mutluluğun, hazzı elde etmek ve
elemden kaçmakta bulunduğuna inanır. Ancak bu sorunun kritik bir yanı
vardır: Haz ve elemin sınırları birbirine çok yakındır. Bir haz belli
bir derecede hemen eleme dönüşebilir.
O halde sonuçta eleme dönüşmeyen, pişmanlık yaratmayan hazları elde
etmeye çalışılmalıdır. Her tutkuyla yaşanmış haz, sonunda eleme dönüşür
ve böyle bir haz insanı eninde sonunda tutkuya köle yapar. Bunun içindir
ki erdemli bir insanın ulaşmak istediği a-maç, akıllıca yaşama
becerisidir.
Sokrat'ın yaşamı, bu ustalıklı yaşam sanatının en canlı örneğidir.
Böylece Kyrene okulu Sokrat'ın mutlulukçuluğundan (Eudaimonizm) bir
hazcılık (Hedonizm) çıkarmıştır. Kyrene okulunun bu hazcılık anlayışı
sonradan Epikür tarafından da benimsenmiştir. Dikkat çekici olan şey,
Aristippos'un öğrencilerinin, sonuçta hocalarının ulaşmak istediği
amaçtan kuşkuya düşmüş olmalarıdır.
Nitekim Aristippos'un öğrencileri arasında "Hegasias" adlı birisi vardır
ki, ona ölümü bile inandırdığı için, "kandıran (kandırıcı)" ismi
takılmıştır. Bu Hegasias'ın hareket noktası şudur: Sonunda eleme
dönüşmeyecek hiçbir haz yoktur. Mutlu olmak için elemden kaçın, hazza
ulaşmaya çalışın. Fakat bunu sağlamaya olanak yoktur. Çünkü yaşam böyle
kurulmuştur. Bunun için yapılması gereken tek şey, gerek hazza ve
gerekse eleme karşı, mutlak bir duyarsızlık durumuna geçmeye
çalışılmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder